Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Kimdir Fadıl Çelebi?
Ben Fadıl Çelebi, 1980 yılında Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Ay Geçti köyünde doğdum. Yirmi yıla kadar köyümde kaldım, askerlikten sonra Antalya’ya yerleştim. Turizm sektörüne adım attım, işin başarılarından dolayı şefliğe atandım. 25 yıldır otelin farklı bölümlerinde şef olarak çalışıyorum ve şu anda Antalya’nın Manavgat ilçesinde yaşamaktayım.
“Söz Kırılınca” nasıl çıktı ortaya? Neler anlattınız?
Ben küçüktüm, köyde elektrik yoktu, gaz lambası vardı. O zaman ki köy evleri toprakla yapılan kerpiçten oluşmaktaydı. Gaz lambası toprakla örülmüş olan duvara asılırdı. Gaz kokusu odayı sarmıştı, hayal meyal hatırlıyorum. O zaman ne televizyon ne de elektrik vardı. Yeni yeni elektrik hatları çekiliyordu. O zamanlarda bizim köylüler akşamları bizim eve geliyorlardı. Babam da onlara söz kırılınca hikâyesini anlatıyordu. Babam anlatırken bu hikâyenin gerçekte bir olaydan ibaret olduğunu söylüyordu. Babam, saatler süren bir hikâyeyi anlatırken sanki olayın içinde biz varmışız gibi, bizlerden bir ter tutardı. Babam öyle incelikli ve merak uyandırıcı sözler kullanıyordu ki, hep hikâyenin sonunu merak ediyorduk. İşte o zamanın hikâyesini ben de kaleme aldım ve kitaba döktüm.
Peki “Ayrılık Çeşmesi’nin Aşıkları” ne anlatıyor?
Seyran ve Ali, Silvan`da yaşayan, birbirlerine deli gibi aşık olan iki gençtir. Seyran zengin bir ailenin kızı, Ali ise amcası tarafından büyütülen yetim bir gençtir ve Seyran`ın evinde hizmetçidir. Seyran`ın ailesi, onu zengin bir aileye vermek ister. Seyran`ın abisi Kasım, kız kardeşinin gönlünün Ali`de olduğunu anlar ve isteği reddeder. Ali, Seyran`ı istemeye cesaret edemez çünkü yoksuldur. Seyran, Ali`ye kaçmayı teklif eder. Ayrılık Çeşmesi`nde buluşup Batman`a kaçarlar. Midyat`a doğru giderken, bir şoförün yardımıyla Kafro köyüne ulaşırlar. İskân Ağa adında zengin ve güçlü bir adamın himayesine sığınırlar. Ancak İskân Ağa, Seyran`ın güzelliğine kapılıp Ali`yi öldürür ve Seyran`ı kaçırmaya çalışır. Seyran, İskân Ağa`dan kurtulup dağlarda kaybolur. Fıkıh öğrencileri tarafından bulunan Seyran, Ali`nin öldüğünü ve İskân Ağa`nın yaptıklarını anlatan bir not yazar. Not, Kasım`a ulaşır. Kasım, köylülerle birlikte İskân Ağa`yı bulup öldürür ve Ali`nin cesedini alır. Seyran, Ferit adlı bir fıkıh öğrencisinin ailesi tarafından bulunur ve Kasım tarafından alınır. Ali ve Seyran`ın cenazeleri, Ayrılık Çeşmesi`ne defnedilir. Seyran, Ali`nin ardından kısa süre sonra ölür ve onun yanına gömülür. İskân Ağa`nın adı lanetlenir, Ali ve Seyran`ın hikayesi ise bir aşk ve ihanet destanı olarak nesilden nesile aktarılır.
Neden ismi “Ayrılık Çeşmesi’nin Âşıkları” oldu?
Şu anda mezarları Ayrılık Çeşmesi’nde bulunduğu için, “Ayrılık Çeşmesi’nin Âşıkları” diye kaleme aldım. Bu kitabı kaleme alırken gözyaşlarımla hikâyeyi bitirdim. Ben yazarken dayanamadıysam, okuyucu hayli hayli dayanamaz.