Mikrofona Fısıldayan Bir Ruh: Sevcan Dalkıran

Türk müziğinin genç ve güçlü seslerinden Sevcan Dalkıran, hem sahneye olan tutkusu hem de duruşuyla dikkat çekiyor.

Mikrofona Fısıldayan Bir Ruh: Sevcan Dalkıran

Türk müziğinin genç ve güçlü seslerinden Sevcan Dalkıran, hem sahneye olan tutkusu hem de duruşuyla dikkat çekiyor. 22 Temmuz’da Manisa’da dünyaya gelen Dalkıran, lisans ve yüksek lisans eğitimini Haliç Üniversitesi Türk Müziği Konservatuvarı’nda burslu olarak tamamladı.

Henüz küçük yaşlardayken müziğe ilgi duymaya başlayan sanatçı, ayna karşısında saç tarağıyla şarkılar söyleyen bir çocukken, kısa sürede Türkiye’nin tanıdığı bir ses haline geldi. 2006 yılında Star TV’de yayınlanan Popstar Türkiyeyarışmasında ikinci olarak adını geniş kitlelere duyurdu. O günden bu yana Türkiye’nin önde gelen televizyon kanallarında orkestra solistliği yapan Dalkıran, “Mutfağından kapısına kadar bildiğim bir yol bu,” diyerek sahneye olan hâkimiyetini vurguluyor.

Müziğin hızlı tüketilen ve üretim baskısı olan bir sektör olduğuna dikkat çeken Dalkıran, üretmenin var olmanın temel şartı olduğuna inanıyor: “İnsan ne istediğini bildiği zaman her şey kolaylaşıyor. Yılda dört proje üretmek gerek. Aksi halde müzik işçisi olamıyorsun.”

Şarkı söylemenin onun için bir meslekten öte, en büyük aşk olduğunu dile getiren başarılı sanatçı, “Bir daha dünyaya gelsem yine mikrofona fısıldamak isterdim,” diyerek tutkusunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Kariyerine odaklı bir şekilde ilerleyen Dalkıran, sahne dışındaki tutumuyla da fark yaratıyor. İş ahlakına verdiği önemle bilinen sanatçı, “İyi hissetmediğim hiçbir yerde kalamıyorum. Rol çalan, ahkâm kesen durumlardan koşarak uzaklaşıyorum,” diyor.

Her zaman ailesinin desteğini arkasında hisseden Sevcan Dalkıran, Sezen Aksu, Tarkan, Gülşen ve Sıla gibi isimlere hayranlık duyduğunu da ifade ediyor. Kendi tabiriyle ani yükselişlerden rahatsızlık duyan sanatçı, “Allah’tan saman alevi gibi. Kin yok, öfke yok. Anlık oluyor bazen,” diyor ve en sevdiği özelliğini de şu sözlerle anlatıyor: “Merhametim ve empati halim. Yerine koymayı becerebiliyorum.”

Tatlı bir sohbetin ardından Dalkıran, röportaj için teşekkürlerini şu sözlerle iletiyor:
“Cenk Bey başta olmak üzere, emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Sevgilerimle…”

​​​​​​​


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir